ANNE SENİ AFFETTİM

Anneme öfkeliyim. Bana ne derse desin tersini yapmak istiyorum. Yeter ki onun dediği olmasın.

ANNE SENİ AFFETTİM

Tasavvufla dönüşme yolculuğumda şu anda annem en önemli durağım.
Sıra ona geldi.
Hislerim:
Anneme öfkeliyim.
Bana ne derse desin tersini yapmak istiyorum.
Yeter ki onun dediği olmasın.
Direncim yüksek anneme.
Sevemiyorum onu.
Yumuşak davranamıyorum.
İçten sarılamıyorum bile.
Yapmam gereken şey annemi sevmek.
Bayağı yazıyor çiziyorum bu konuda.
Annemi nasıl sevebilirim diye.
Düşünüyorum derin derin.
Çünkü sevmem lazım annemi.
Beni doğuran, beni büyüten, emek veren, benim için kaygılanan,
Beni sürekli eleştiren, yargılayan, kınayan, onaylamayan bu kadını sevmem lazım.
Çünkü ben de anneyim ve bunu hak ettiğini düşünüyorum, her şeye rağmen.
Ben annemi nasıl seveceğim?
Önce affetmem gerekiyor.
Annem bana ne yaptı?
Bunları onun şartlarına bakmadan sadece kendi duygularımı gözeterek anlatacağım.
Annemin haklılığı değil mesele.
Benim duygularım.
O yüzden sert de olabilirim.
Gerçekten affetmek istiyorum çünkü, gelişine gönderiyorum o yüzden.
Ben tacize uğradım ve bunu anneme anlatamadım.
İlişkimiz bu kadar yani.
Başıma kötü bir şey geliyor ve ben bunu anneme anlatamıyorum.
Anneme anlatamayacaksam kime anlatacağım?

Kimseye.
Kırk beş yaşıma kadar taşıdım bu yükü.
Başıma gelen kötü bir olayı anlatamadığım, “Beni koru anne.”, “Anne canımı yaktılar.” diyemediğim
bir ilişkinin yetişkin tarafındasın anne.
O yüzden çok kızgınım sana.
Beni sarmadın, sarmalamadın.
Başıma gelenden çok, yaramın öylece açık kalması, açık kaldıkça yaramın giderek daha büyümesi,
yaramı sarmaman, onarmaman, geçecek dememen canımı daha çok yaktı.
Beni yalnız bıraktın.
Küçücüktüm ben anne.
Ben bunu hak etmedim.
Neler yaşadım, neler hissettim biliyor musun?
Bir çocuğun yaşamaması gereken şeyleri yaşadım.
Bir çocuğun dert etmemesi gereken şeyleri dert ettim kendime.
Kendimi koruma derdime düştüm daha ufacıkken.
Neden on yedi yaşımda kocama tutundum sanıyorsun?
Çok mu sevdim onu anne?
Ah anne ah.
Sana çok kızgınım, öfkeliyim.
Yanımda olmadın, senin yüzünden çocukluğumu orada bıraktım.
Arkama bakmadan koştum bugüne kadar.
Anne ben yeni durdum biliyor musun?
Koşmaktan bitap düştüm ben.
Yorgunum anne.
Nefes nefeseyim.
Senin yüzünden kendim olamadım asla.
Sen beni sevemediğin için anneanneme sığınmak zorunda kaldım.
Yıllarca onunla kaldım.
O beni korusun, sevsin diye.
Anne bana sevgiyi öğretmedin.
O yüzden ben sevmeyi bilemedim.
Beni sevenlere inanamadım.

“Annem beni sevmemişken, sen kimsin ki beni seveceksin?” onlara diyemedim.
Ben senin yüzünden senden vazgeçtim anne.
Sen de beni kolayca bıraktın.
Hiç mücadele etmedin benim için.
Demek senin de işine geldi.
Çok yazık anne.
Kusura bakma belki acı ama seni affetmek için bunları sana söylemek zorundayım.
Anladım ki canımı acıtan bu duygular bir cümle olup gözümün önünde yer almadan seni
affedemeyeceğim.
Artık kızgın olmak istemiyorum.
Çünkü bunu ne ben ne de çocuklarım hak ediyor.
Doya doya öpemedin bile beni.
Yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerime bakamadın.
Çok yazık anne, çok yazık.
Bana haksızlık ettin.
Sana yüreğimi açamadım.
Canım yanarken “Yardım et anne.” diyemedim.
Suçlusun anne.
Bana annelik yapamadın.
Ama Ben Allah’ı çok seviyorum ve artık yaşadıklarımın okumasını yapmayı, anlamlandırmayı
öğrenmeye çalışıyorum.
Anne gerçekten çabalıyorum.
Bunu Allah için yapıyorum, buna mecburum.
Şimdiden rahatladım biliyor musun?
Anne sen beni bıraktın.
Bunu kabul ediyorum ben artık.
Sana kızmayı şu an itibariyle bırakıyorum.
Ben seni bana yaptığın her şey için Allah’a havale ediyorum.
Seni affetmek için bunu yapmak zorundayım.
Rabbimin bildiğini ona itiraf etmek zorundayım.
O en güzelini bilir.
Ve umarım sana şefkatiyle muamele eder.

Anne ben seni affettim.
Anne ben seni affettim.
Anne ben seni affettim.
Anne ben sana rağmen kendimi sevmeyi öğrendim biliyor musun?
Şükürler olsun.
İPEK BÖCEĞİ
29.04.2024
Not:
“Ne kadar ayıp, insan annesi hakkında böyle şeyler söyler mi? Anneye babaya öf bile dememen
gerekirken senin söylediklerine bak! Çok yazık.”
Sevgili hocam Ferhat Atik tasavvuf dersinde bağışlama ve pratikte uygulamamız gereken aşamalarını
anlattıktan sonra annemi affetmek için yazdım bu yazıyı.
Annemle ilgili duygularımı ilk defa kelimelere döktüm.
Sesli sesli okudum kendime.
Bugüne kadar kendime bile itiraf etmekten çekindiğim bu duygularım gün yüzüne çıktı, şükürler
olsun. İnanın nasıl rahatladım.
Büyük bir direnç kalktı kalbimden.
Sanki kalbimi sıkan bir el, bıraktı kalbimi artık.
Bunları anneme artık öf dememek için yazıyorum zaten.
Rabbimin bildiğini, Rabbime itiraf etmiş oluyorum.
“Ben bu duyguları hissediyorum.
Yalnız bugüne kadar kendime bile itiraf edemedim, dile dökemedim utancımdan.
Evet bu duygular bana ait.
Kabul ediyorum.
Ancak artık ben bunlardan vazgeçiyorum.” diyorum.
Bunu kendime armağan ediyorum.
Şükürler olsun. Şükürler olsun. Şükürler olsun.

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!