Aile İçi İletişim de Farklı Pencere

Dış dünyada ki hayatta ne kadar zorluklar yaşarsak yaşayalım, bu zorluklara karşı bizi ayakta tutan, mücadele gücü veren en önemli faktör ailemizdir. Aramızda ki iletişim ne kadar güçlü olursa, hayata karşı duruşumuz bir o kadar güçlü ve dik olur.

Ailemizle olan bağımız ve iletişimimiz ne kadar kuvvetli olursa, hayata güvenle bakıp, hayattaki dalgalanmaları sevgiyle karşılayabiliriz. Mutluluğumuza katkı sağlayan,  hayatımıza yön veren en önemli unsurlardan biri aile içi iletişimimizdir. Ailemizle zaman zaman problemler yaşayabiliriz. Aile içi iletişimde, kendimizi tanıma ve aile bireylerinin özelliklerini, olayları değerlendirme biçimlerini , fark edebilirsek bu sürece katkı sağlayabiliriz. Hayatımızda iş hayatı, sosyal yaşam da ne kadar başarılı olursak olalım, kariyer basamaklarını beşer onar tırmanıyor olsak ta aile içinde yaşadığımız problemler diğer alanlarda yaşadığımız mutluluklara ve heyecanlara gölge düşürebilir.

Aile içi iletişimde sergileyeceğimiz en önemli davranış, herkesin alnın da ‘Beni özel hissettir .’gibi bir yazının var olduğunu düşünerek, hareketlerimize yön verebilmektir. Hepimiz kendimizi önemli hissetmek, halk arasındaki tabirle ‘Adam yerine konmak’ isteriz. Türk toplumu olarak yapılan araştırmalarda insan ilişkilerinde en çok önemsediğimiz tutum, adam yerine konmaktır. Karşımızdakine kendini önemli hissettiriyor olmak, iletişim adına da birçok kapıyı aralayabilir.

Evin bereketi,  eşler arasındaki muhabbete gizliymiş denilir. İletişim iyi olduğunda birbirimize karşı muhabbet beslediğimiz de diğer işlerimizin daha yolunda gittiğini fark ederiz. Eğer eşler arasındaki muhabbet güçlüyse, dış etmenlerin tesiri de o derece azalacağını hatırda tutalım. Uyum, en önemli silahımız olsun.

Hiç kimse kendi istemedikçe asla değişmeyeceğini bilerek yol alalım. Kimseyi değiştiremeyeceğimiz farkında olalım ki enerjimizi kimseyi değiştirmek için harcamayalım. Bu noktada insanları olduğu gibi kabul ediyor olabilmek, en önemli i gelişim noktamız olacaktır. Yaratılanı sev yaratandan ötürü deyip, yola devam etmek bizi bu konuda da daha başarılı kılacaktır.

İnatlaşmanın kimseye hiçbir faydasını dokunmadığını, sorunları çözme noktasında tam bir tıkaç görevi yaptığını bilelim ve sorunlarımızı konuşarak, empati kurarak çözmeye çalışalım. Farklı yol haritaları belirleyip, hedefe giden yolda sizi hedeften şaşırtacak hamleleri, erkenden fark ederek kısa sürede rotamıza dönmeye çalışalım. Sohbet ortamı oluşturmak, birbirimize karşı önemsenme ve sevgi duygularımızı yeniden yeşertecektir. İlk günkü gibi sevgiyi taze, aynı heyecanda tutmaya çalışalım. Bir düşünelim bunun için atmamız gereken ilk adım ne olurdu.

Aile içinde hiç bitmeyen diyalogların başında ‘Sen onu yaptın, sen bunu dedin, senin annen öyle, baban, kardeşin şöyle, karşılıklı suçlamalar olayları yeniden yaşayıp aynı duygulara geri dönüp eşleri birbirinden daha da uzaklaştırmaya sebep olacaktır. Zihnimiz de aynı mevzuları her konuştuğumuzda, aynı duyguları yeniden yaşıyoruz, beynimiz şunu demiyor ‘Ben bunu yıllar önce yaşamıştım, şu an üzülecek bir şey yok.’ O nedenle uyanalım. Kutsal kitabımız Ali İmran suresi 134. Ayette derki ‘O takva sahipleri ki bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.’ Kendimizi ve birbirimizi affedelim, bunu için yaz yırt çalışması yapabiliriz. Yirmi bir gün boyunca hiç ara vermeden Sizi üzen, kıran hakkınızı yiyen kafanızı meşgul eden ne varsa yazın. Yaşandı bitti diyerek yırtın ve evinize uzak bir çöpe atın. Deneyin ne kaybedersiniz ki?

Dünyadaki cennetimiz hanelerimizdir. Yavrularımız da o hanenin gülleri, çiçekleridir. Güller ve çiçekler usta bahçıvanların ellerinde hayat bulur,  yoksa dikenler ve ayrık otları arasında heba olup giderler. Eşler arasında uyumu sağlamayı başarabilelim ki o bahçeye hakkıyla bakmaya gücümüz olsun. Aile, bizim evrenimizin güneşidir. Umarım her daim güneşimiz, parıldar.