Adı Anne 'den Öte
Mutluluğunu da, hüznünü de, başarını da, kaybedişlerini de, derdini de, neşeni de hiç korkmadan paylaşabileceğin kim var ki bu dünyada annen'den başka?
Hz.Muhammed (S.a.v.) Efendimizin “Cennet Annelerin ayakları altındadır “Hadisi şerifiyle başlamaya niyet ettim Rabbimin izniyle..
Sahi neydi Annelik?
Bana göre; Anne bir çocuğu doğuran, bakımını üstlenen bununla birlikte kendi doğurmadığı bir çok çocuğa kendi canı gibi yanan koruyan vesile olan naif, yüce muhteşem bir kadındır. İnsanoğlu'nun şu geldiği hayatta yaşamış olduğu bir çok deneyim, duygu, his, düşüncenin her olgusunu ilmik ilmik işleyerek tarifi mümkün olmayan anlamsızlara anlam katan eşsiz varlıktır. Size bahşedilen emaneti hiç yorulmaksızın, sonsuz beklentisizce, büyük sabırla, niyazla, kırılıp dökülmeksizin, sarıp sarmalayıp, o güzel yüreğini sonuna dek candan öte candan mühyesinde sınırsızca açan tek mücize kişidir. Her saniyesi her anı tasvir etmekte zorlanılan, pıt pıt atan o minicik kalbe hikmetiyle öncelik eden, iki çift gözün derinsi manasını istişamını daima üzerinde taşıyan, emanete her baktığında içinin burnunun direği sızlayıp, yüreği canın yanındayken bile özlem, hasret, tüten, sevgi besleyen,dünya'ya getirdiği varlığın nefesini usulca inciltmeksizin dinleyen, yaşı kaç olursa olsun ürkerek titreyen,büyümesine izin vermeyen, kendince koruyup kollayan, gerektiğinde bir kaplan misali olup zarar verecek her türlü istişame göğüs kanat geren, acıları, hüzünleri saklayıp mutluluğun arkasına gömen, her sorulduğunda evladı üzülmesin diye “iyiyim annecim “diyen naçizane Rabbimin tecelli ettiği yüce bir yürektir.
Uyuyamadığın anlarda evhamını çeken,gelmediğin günlerde gözlerini pencerelere ,yüreğini yollara diken,seninle ağlayıp,seninle gülen, yemek yemediğinde endişelenen, yüzün gülmediğinde dertlenen, fiziki varlığının ilerisinde ruhunda yokluğunla hüzünlenen, yanında çocuklar gibi şenşakrak neşelenen, sevginin sözsüz boyutunu bir türlü dile getiremeyen, kelimelere dökemeyen, anlatamayan, gönülden gönüle arz eden benzersiz kelamdır anne. Bir yoldur, yorulmaksızın durmasına izin verilmeden devam eden yolculuktur. Mesaisi 7/24 hiç bitmeyen, karşılığında ücret bedel almaksızın, istifa etmeksizin, hastalanmaksızın, hiç izin almaksızın , ömrünün yettiği yere kadar seninle yaşamına eşlik eden dünyanın en zor mesleğidir. Hayatta seninle büyüyen, seninle gelişen, seninle öğrenen, seninle varolan, seninle duraksayan koskocaman duayen bir kalptir. Henüz doğmamış bir bebeğin üzerine nice hayaller inşa edilir, yapılır, kurulur mesela umutlar besletilir, çoğaltılır bundan daha da ötesinde tüm çocukları samimiyetiyle kendi evladı niteliğinde canın bir parçası gibi gören,hisseden, yanan,büyüten kişidir. Hep derler ya Anne olmadan bilemezsin gerçek aşkın, sonsuz sevginin, beklentisiz tutkunun ne demek olduğunu, anne olmadan bir başkası için gerçekten endişelenmiş, üzülmüş, yok olmuş hissedemezsin ve anne olmadan gerçek mutluluğu gerçek aşkı, gerçek yanmayı sonuna kadar tatmış sayılmazsın.
Meşaket, merhamet, sevgi, samimiyet, mutluluk, umut,sabır, sebaat, olgunluk, yetinmek, yetinememek, emek, çaba, paylaşmak tüm duygu düşüncenin bileşeni. Malum bir anne çocuğunu 9 ay karnında, 3-5 sene kucağında ve ömrünün sonuna kadar yüreğinde taşır. Anneliğin tanımı ne kelimelere, ne sözlere, ne cümlelere, ne satırlara, ne ömüre, ne anlatmalara, ne anlamalara sığmaz.Bakış açılarına, boyutlara, yer mekan, öğrenilmiş, öğretilenlere göre farklılaşır değişir tarifi.
Peki ne değildir annelik?
Annelik sadece doğurmak değil ‘dir, yanlız fiziki beden doğurur yürek ve gönül büyütür geliştirir. Doğuran her kadın da anne olamaz maalesef. Öyle olsaydı sokaklarda büyüyen nice öksüz, gariban, kimsesiz, sevgisiz, mahrum ,ölüme bırakılmış, tinerci, kötü alışkanlıklara tutunmuş ,sosyal bakım evlerine terk edilmiş sınırsız sayıda çocuk olmazdı.
Mutluluğunu da, hüznünü de, başarını da, kaybedişlerini de, derdini de, neşeni de hiç korkmadan paylaşabileceğin kim var ki bu dünyada annenden başka?
Canımdan öte önce kendi annem sonra tüm canım annelerimiz, anneliği yapmaya çalışan benim gibi öğrencilere,tüm özel güzel biricik kadınlarımıza hitafen. Başlarımızın tacı ,yüreğimizin yarası, Kalbimizin aynası o sevgi yumurcaklarına..İyiki varsınız. İyiki hayattasınız. İyiki yaşamaktayız.
Naçizane üstadlarımdan,hocalarımdan, eğitimlerden, tekniklerden,öğrendiklerimden harmanladığım akışta ilerlerken şimdi içimden gelen sözleri buraya not bırakarak sizlerinde hayatınızda farkındalık açan var olan iyikilerinize söylemeniz için örnek teşkil etmesine vesile olacak bir olumlama cümlesi kurarak söylemenize niyet ettim.Dualarda buluşmak ümidiyle güzel insanlar..
Şu hayatta yaşasın, yaşamasın o can yüreklere lütfen sımsıkı sarılın,sevin,kucaklayın,öpün,yüceltin.
Seni seviyorum Annem,seni Rabbimin hürmetine vakıf çok seviyorum.
Özür dilerim seni bilerek yada bilmeyerek kırdıysam,seni üzdüysem,seni inciltiysem
Lütfen beni affet büyükler küçükleri daima affeder
Teşekkür ederim beni dünyaya getirmeye vesile olduğun, daima nefesim olduğun için
Varlığına Rabbime hamdü senalar Şükürler olsun İyi ki benim annemsin..
Hayriye Çalışkan
Profesyonel Koç/SMMM/
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!