24.Bölüm Geçmişin Gölgeleri

Bizler artık Almanya'ya yerleştik. Eğitim, kültür ve sosyal faaliyetlerde kendimizi göstermek ve eşit haklara sahip olmak için yaşadığım Vilsbiburg kasabasında 2011 yılında Sosyal Dayanışma Ve Eğitim derneği kurulmasında öncülük ettim ve ilk başkanı oldum.

24.Bölüm Geçmişin Gölgeleri

                                                        Geçmişin Gölgeleri

                                                              Bölüm 24


Bizler artık Almanya'ya yerleştik. Eğitim, kültür ve sosyal faaliyetlerde kendimizi göstermek ve eşit haklara sahip olmak için yaşadığım Vilsbiburg kasabasında 2011 yılında Sosyal Dayanışma Ve Eğitim derneği kurulmasında öncülük ettim ve ilk başkanı oldum.
Çok güzel ve önemli faliyetlere de imza attık. Çalışmalarımız geleceğimize yönelik eğitim ve kültürel çalışmalardı.
Bir yandan 100 kilometre uzaklıktaki Münih'e Bavyera Türk Toplumu çalışmalarına katılıyor, deneyimler ediniyor ve deneyimlerimi Vilsbiburg SODEM derneğinde değerlendiriyordum.
Diğer taraftan Landshut şehrinde kurulan DT-WIN Aşağı Bavyera Alman-Türk Ekonomi Birliğini destekliyordum.
DT-WIN yönetimine de katıldım ve çok güzel deneyimler edindim. DT-WIN de ki amaç iş insanlarını, meslek sahiplerini ve akademisyenleri bir çatı altında toplamaktı.
Günümüz de de DT-WIN çok güzel temsil etmekte ve örnek çalışmalara imza atmaktadır.
Almanya'nın Münih, Landshut şehirlerinde ve Vilsbiburg kasabasında adeta gönüllü eğitim ve kültür elçiliği yapmaktaydım. Yapılan güzel ve değerli çalışmaları haber yapıyor ve gazetelerde yayınlanmasını sağlıyordum.
Aşağı Bavyera Landshut şehrinde eğitimde değerli çalışmalar sağlayan Landshut Türk - Alman Okul Aile Birliğini de destekliyordum. Türkçe öğretmenimiz Sabahattin Durgut'un isteğiyle de yönetimine katıldım.
" KENDİMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEKLERİNİ KURTARMANIN EN UCUZ YOLLARI SEVGİ, SAYGI VE EĞİTİM İÇİN ARCANAN EMEK, ZAMAN VE SABIRDIR " Bilinciyle adeta eğitim gönüllüsü oldum ve büyük bir istek ve arzuyla çalışıyordum.
Tabiiki duyarlı ve çalışkan eğitim gönüllüleri sayesinde okumuş ve eğitimli çocuklarımız çoğalmakta ve bunlara en güzel örnekte Landshut Yüksek Okulunda Okuyan 4570 öğrencinin % 10'nun Türk kökenli olmasıdır.

Yıllardan 2020 yılı. Almanya’ya yabancı misafir işçi olarak gelen Türklerin sayısı 3 milyonu aşmıştır.

İş hayatında, eğitimde ve mesleklerde Türkler her tarafta mantar gibi açmaktadır. Böyle güzel örneklerin çoğalması gerçektende gurur verici işçi olarak geldiğimiz avrupa’da gün geçtikçe gurur verici yerlere gelmekteyiz. Bunlardan onur ve gurur verici olanlardan Uğur Şahin ve Özlem Türeci: Koronavirüs aşısını bulan BioNTech'in Türk-Alman kurucuları

Koronavirüs aşısında başarıya ulaştığını açıklayan ilk şirketin arkasında Türkiye kökenli iki bilim insanı var. ABD merkezli Pfizer ile birlikte geliştirdikleri koronavirüs aşısında yüzde 90 başarıya ulaştıklarını açıklayan Almanya merkezli BioNTech şirketi, aileleri Türkiye'den Almanya'ya göçmüş Özlem Türeci ve Uğur Şahin tarafından 2008'de kuruldu. Evli olan Türeci ve Şahin çiftinin bu başarısı, son yıllarda göç konusunun tartışıldığı Almanya'da, göçmenlerin ülkeye ne kadar faydalı olabileceğine dair bir örnek olarak gösteriliyor.

Avrupa Reform Merkezi baş ekonomisti Christian Odandahl haberin ardından yaptığı Twitter paylaşımında "Almanya uzun süre göç konusunda ne kadar açık olması gerektiği konusuyla uğraştı ve savaş sonrasındaki 'misafir işçiler' programı hep sorgulandı" dedi ve ekledi: "Uğur Şahin'in babası Köln'deki Ford fabrikasında çalışmaya gelen bu misafir işçilerden biriydi, şimdi oğlu dünyayı saran salgına son veren kişi olabilir."

Uğur Şahin kimdir?

BioNTech'in CEO'su olan Prof. Uğur Şahin, aynı zamanda Mainz Üniversitesi Tıp Merkezi'nde çalışıyor. 55 yaşındaki Şahin, daha önce de eşiyle birlikte kurucusu olduğu Ganymed adlı ilaç şirketinin Bilimsel Tavsiye Kurulu Başkanı olarak görev yapıyordu. İmmünolog ve onkolog olan Şahin, İskenderun'da doğduktan sonra dört yaşında ailesiyle birlikte Almanya'ya göçmüştü. Babası Köln'deki Ford fabrikasında çalışan Şahin'in hayali doktor olmaktı. Bir fabrika işçisinin çocuğu için ulaşması zor bu hayali gerçek kılan Şahin, bugün eşiyle birlikte Almanya'nın en zengin 100 kişisi arasında.

İngiliz Telegraph gazetesine göre çift, ilk şirketleri Ganymed'i 1,4 milyar euroya satmıştı.

BioNTech'in piyasa değer ise 20 milyar euroyu aştı. Telegraph, kanser tedavisine odaklanan şirketin pandemiyle birlikte koronavirüsle mücadeleye odaklandığını aktarıyor: "Ocak ayında Prof. Şahin ekibini toplayarak 'Yeni görevimiz bu virüsü yenmek. Bu insani bir görev' dedi." Ticari başarısına rağmen üniversitede ders vermeyi de bırakmayan Şahin, toplantılara elinde bisiklet kaskıyla giriyor ve akademisyen arkadaşları tarafından mütevazi biri olarak nitelendiriliyor.

Özlem Türeci kimdir?

Şirketin kurucularından Dr. Özlem Türeci, on yıl boyunca Klinik ve Bilimsel Danışma Kurulu'nda görev yaptıktan sonra 2018'de BioNTech Tıp Şefi oldu. 53 yaşındaki Türeci aynı zamanda Kanser İmmünoterapi Derneği Başkanı. Babası İstanbul'da bir doktor olan Türeci'nin ailesi, doğumundan önce Almanya'ya göçmüş. Türeci eşiyle Hamburg'da çalışırken tanışmış.

Türeci "Düğün günümüzde bile laboratuvarda çalıştık" diyor.

Çift, Ganymed şirketinde modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemine kanserle mücadele etmeyi öğreten çalışmalar yapıyordu. Bu uygulamada bağışıklık sistemi, kanserli hücreleri vücuda giren bir virüs gibi algılayarak onları ortadan kaldırmaya çalışıyor.

 

Ganymed'i satışları, Almanya'da o tarihe kadarki en büyük tıp şirketi satışı olmuştu.

BioNTech şirketinde de mRNA teknolojisini kullanarak aşı alanında bir devrim yapmayı hedefleyen çift, şimdi bu yöntemi koronavirüs aşısı için kullanıyor.

Euronews'e göre çift, koronavirüs salgını küresel bir pandemiye dönüşmeden önce bunun gerçekleşeceğini öngörerek 25 yıldır geliştirdikleri bu yöntemle derhal aşı çalışmalarına başlamaları gerektiğine karar vermiş. Yönetim kurulunu acil toplantıya çağıran ikili, Çin'de yaşananların tüm dünyayı etkilemeyeceklerini düşünen yöneticileri ikna etmek için çaba sarf etmiş.

BioNTech nedir?

2008'de Uğur Şahin, Özlem Türeci ve Christoph Huber tarafından kurulan şirket, yıllar içinde tıp alanında pek çok araştırma yaptı. BioNTech şirketi Eylül 2019'da Bill ve Melinda Gates Vakfı ile HIV ve tüberküloz tedavilerine yönelik de bir anlaşma imzalamıştı.

2020 yılında koronavirüs pandemisiyle birlikte şirket, ilaç devi Prifzer ile SARS-Cov-2 aşısı geliştirmek için bir anlaşma yaptı. Avrupa Birliği, iki şirketin ortak girişiminden aşı almak için 200 milyon dozluk bir sözleşme imzaladı. Aşının başarıya ulaşması durumunda Japonya 120, ABD 100 ve Birleşik Krallık da 30 milyon dozluk aşı almak için sözleşme imzalamıştı. Bugünlerde 20 milyar euro değerini de aşan şirketin piyasa değeri, Times gazetesine göre Prosche ve Deutsche Bank'tan daha fazla.

Wall Street Journal, şirketin Ocak ayından bu yana değerini üçe katladığını aktarıyor.

Geleneksel aşı yöntemlerine göre daha hızlı ve daha fazla aşı üretilmesini sağlayan mRNA yöntemini kullanan şirket, yıl sonuna kadar 100 milyon dozdan fazla aşı üretmiş olmayı hedefliyor.

Şirketin diğer kurucu ortakları arasında ise Alman milyarder kardeşler Thomas ve Andreas Struengmann bulunuyor. Kardeşler, Türeci ve Şahin çiftinin Ganymed şirketinin de ortakları arasındaydı. Euronews'a göre BioNTech, ocak ayından bu yana daha hızlı sonuç alabilmek için Şahin'in baskısıyla haftada yedi gün çalışan iki farklı araştırma grubu oluşturdu. Şahin, bu çalışmalara "Işık hızı Projesi" (Project Lightspeed) adını verdi.

O dönemde ABD'ye seyahat yasağı olduğu için, laboratuvarlarda geliştirilen bazı genetik materyaller Pfizer yöneticilerine ait özel bir jetle ABD'ye taşındı.

Euronews aşının mülkiyet hakkının BioNTech'e ait olacağını fakat ortaklık gereği Pfizer'a bazı imtiyazlar verileceğini aktarıyor.

Wall Street Journal, 1.500 kişilik BioNTech'in 100 binden fazla çalışanı olan Pfizer'la anlaşmasını ise şöyle anlatıyor: "İki şirket birlikte geliştirdikleri grip aşısını 2020'de denemeye başlayacaktı. Fakat pandemi planları değiştirdi. "İki şirket bir sözleşme bile imzalamadan birlikte çalışmaya dair bir proje için kullarını sıvadı." Şahin, 'Yalnızca güvene dayalı bir şekilde başladık' diyor.

"Anlaşma kapsamında BioNTech, mRNA araştırmalarını birkaç yıl önce bulaşıcı hastalıklar birimini kapatmış olan Pfizer'a açtı. "Pfizer ise aşı geliştirme uzmanlığı ve altyapısını bu aşının üretimine sundu."

Evet, her şey çok güzel olacak. ‘’ Kendimizin ve çocuklarımızın geleceklerini kurtarmanın en ucuz yolları sevgi, saygı ve eğitim için harcanan emek , zaman ve sabırdır.’’

Kaynak: BBC NEWS / Türkçe

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!